Geçenlerde O2 Ritz’de gençlik yıllarımızın favori metal gruplarından biri olan “In Flames” konserine gittim.
İsveç’in soğuk sularından gelen metalci biraderlerimiz In Flames ilk albümlerini 94’te çıkarmış ama biz kendilerini ilk defa Whoracle(1997) albümü ile tanıdık. Tanıdık derken enteresanlık olsun diye kendimden 1. çoğul şahıs olarak bahsetmiyorum, gayet arkadaşlarla birlikte tanıdık anlamında 1. çoğul şahıs kullanıyorum.
Çünkü o zamanlar müzik dinleme işlemi arkadaşlarla birbirimize çektiğimiz kasetlerle kollektif şekilde yapılıyordu. “olm şu kaseti bi dinleyin bak, hayvan gibi grup buldum lan” diye muhabbetler oluyodu…
Bu arkadaşlar daha sonra 2000 de hem Clayman albümünü hem de bizim aklımızı çıkardılar.
In Flames, (İsveçli kankaları Dark Tranquilty ve At the Gates ile birlikte) melodik death metal tarzının kurucuları olarak başladıkları müzikal hayatlarına alternative metal olarak devam ediyor diyebiliriz.
Melodik death metal ne derseniz – ki diyeceğinizi pek sanmıyorum ama yine de cevaplıyım – Vokalist şarkıyı söylerken ritim gitar metal tarzı olarak ne gerekiyosa yapıyo (hayvan gibi şey yapıyo işte :)) ama solo gitar aynı Iron Maiden gibi arka fona hafif melodik bi ritim veriyo. Öyle tek gitarla kuru kuru şarkı yapmak yok yani… Vokali de biraz böyle brutal, böyle haşin yaptık mı buyrun melodik death metalimiz hazır.
2002’de Reroute The Remain albümünde bir iki şarkıda temiz vokal ve hafiften sintizayzır/keyboard kullanarak tarz değişikliği yapacaklarının sinyalini vermeye başladılar. 2005’te Come Clarity ile ise baya baya alternatif metal maceralarına başladılar.
Bu tarz değişikliği çok iyi geldi, vokalde Anders Fridén abimiz brutal vokal haricinde temiz vokallerde de çok iyi işler çıkardı. Grubun popülaritesi de böylece baya arttı.
Hani benim şöyle bi arkadaşım var, böyle bi arkadaşım var falan diye hava atılır ya.
Benim de üniversitede sınav kağıdına – IN flames – yazan arkadaşım var.
Ben de bunla övünüyorum işte…
Termodinamik sınavında boşluk doldurma sorusunda ” ___ flames” diye bir soru var. Artık hangi gazın alevi olduğunu mu soruyor yoksa değişik alev türleri mi var bilmiyorum. Soru ve cevabı hakkında hiç bir fikrim yok. Arkadaşım biliyodur belki diye ona sordum. Ama yanlış anlamayın kopya çekmiyorum, arkadaşıma danışıyorum, hani öğreneyim yarın bi gün sınavda falan lazım olur diye 🙂
Ama o da “ben de bilmiyorum hemşom, IN flames amk” diyerek kocaman IN yazdı o boşluğa. Karşılıklı tebessüm ettik sonra. Metalci latifesi işte… Sınav kağıtlarını okurken sevgili termodinamik hocamız kimbile ne düşünmüştür…
Mekan… O2 Ritz Manchester
O2 Ritz baya güzel bir yermiş. Konser salonu olarak baya güzel. Büyük ihtimalle eski bir tiyatroyu böyle konser salonuna çevirmişler. Balkonlu falan çok güzel bir konser salonu.
Mekana ilk girince aa çok güzel yermiş lan falan diye konuşurken balkon var lan balkona çıkalım olduk. Biraları alırken yukarı çıkabiliyoz mu, nerden çıkılıyo diye sorduk. Barmen kız girişte solda merdivenler var dedi. Çok mantıklı di mi? 🙂
Sonra bütün konseri yukarda balkondan izledik. Çok güzel oldu, çok rahat oluyomuş böyle…
Hayır yaşlanmadım, önceliklerim değişti 🙂
O an çok önemsemiştim ama yazıyı yazarken farkediyorum ki ben daha önce hiç böyle balkonu olan bir yerde konsere gitmemişim. Sinemaya tiyatroya falan gittim ama konsere gitmedim. Stadyum konseri harici hiç böyle kapalı bir mekanda balkondan konser izlememiştim. Tavsiye ederim, konseri yukardan takip etmek de ayrı bi güzelmiş.
Mekan canlı canlı yukardan böyle gözüküyo…
Çektiğim videolara geçmeden son bir şey söyleyeyim. Ya bu İngiliz kibarlığı, saygılı davranma falan nasıl bir şeydir arkadaş. Metal konserindeyiz lan ! Ortamda herkes birbirine teşekkür ediyo, herkes insan gibi sıraya giriyo, bira alırken lütfen demeler falan…
Tiplere baksan her yer leş gibi metalci, yolda görseniz yolunu değiştirirsiniz (ben değil sizi kastediyorum ahahahha) o kadar yani. Ama saygıda kusur yok, insan gibi davranıyolar…
Ya ben yıllarca böyle kalabalık ortamlarda bulundum. Tonlarca metal veya çeşitli müzik konserine gittim. Bir sürü enteresan festivale gittim, böyle bişi görmedim…
Barın, vestiyerin önünde sıraya girmeler, sağından solunda geçerken teşekkür etmeler falan…
Yıllarca hayvan gibi yaşamışız ya lan 🙂
-~- Giriş -~-
‘Voices’ ile güzel bir giriş oldu
Girişi bir de farklı bir açıdan izlemek için youtube da bizim konserde çekilmiş bir video buldum 🙂
-~- Gelişme -~-
Monsters in the ballroom
This is our house
Colony ve birazcık konser ortamı
Cloud connected
Pinball map
-~- Sonuç -~-
Teşekkürler Manchester 🙂 ve klasikleşmiş kapanış şarkıları ‘The end’