Ben 3 günlük tatile gidiyoz sanmıştım ama eşyaları arabaya yüklerken farkettim ki meğerse evi taşıyomuşuz…
Arabayı yüklerken içimden bu kadar ağırlıkla yolda kalmasak bari diye bi geçirdim. Sonuçta arabanın menzili sürüş şekline, hava şartlarına ve ağırlığa bağlı. Ama sonra yoldaki şarj noktalarına bağlı olarak yaptığım plana güvenerek ve o küçücük bilge kardeşimizin bizlere öğrettiği gibi “sonunu düşünen kahraman olamaz örtmenim” dedim ve yola çıktık.
Sonucu baştan söyleyeyim. Hiç bir sorun çıkmadı, yolda falan kalmadık 🙂 Arabayı, giderken ve dönüşte tam yolun yarısında Preston’daki ‘Fred Coupe Nissan’ bayisinde ‘rapid şarj’ ettik. İki seferde de bir şeyler atıştır, tuvalet falan derken yarım saatte %90a geldi pil. Eğer burada şarj edemesem buranın 20 mil önünde ve arkasında otobanda Ecotricity rapidleri vardı ama gerek kalmadı. Ayrıca Nissan rapidi ücretsiz, Ecotricity ise 6 £ 🙂
Bu arada yeri gelmişken başka bir gerçeği daha açıklayayım… Arabayla yaklaşık 2000 mil (~3000km) yol yaptım ama benzin parası namına hala bir kuruş (burada penny) ödemedim ! – Halen otoparklardaki ücretsiz şarj cihazlarını kullanıyorum…
Karavan tatili denilen olay benim bildiğim karavandan biraz farklıymış. Bunlar statik karavan. Altlarında tekerlek falan var ama gayet yere sabitlenmiş, elektrik, su, tuvalet bağlantısı yapılmış büyükçene karavan. Bunları araba falan çekmez, kamyon çeker anca… Şu bildiğimiz prefebrik ofisler var ya, ondan iki tane uçuca eklemişsin gibi. 3 oda bi salon. Odalarda sadece yatak var, gemi kamarası gibi küçücük ama salon + mutfak kısmı bence yeterli ve gayet keyifliydi.
Ortam tatil köyü gibi, ortamda bir sürü bu karavanlardan var. Bir tane sosyal tesis var. İçinde bar, kapalı yüzme havuzu, çocuk oyun alanları, market, futbol sahası, bir tatil yerinin olmazsa olmazı arcade* falan var. İlginçtir bu sefer hiç bişi kazanamadık arcade de – makineler ayarlanmış olsa gerek, yoksa kazanırdım 🙂 Her bir karavan apart daire gibi, içinde buzdolabı, fırın, tabak, çanak, mikrodalga fırın bile var. Bazılarını böyle günlük kiralıyolar, bazılarını insanlar yazlık gibi satın almış, ya da devremülk falan falan…
(Arcade: modern aterici)
En acaip kısmına geliyorum. Resimde arkada tepedeki bina nükleer enerji santralı 🙂 Evet bildiğin atomu parçalayıp elektrik ürettikleri yer. Arkadaş nükleer enerji santralinin yanına tatil köyü mü kurulur ya? Gerçi santralde bişi olsa ha yanında ol, ha 100 km uzağında ol farketmez. Her türlü mortingen şıtrase… Ama ne bileyim getirip yanına tatil köyü kurmak bana bi enteresan geldi. Nükleer konusundaki düşüncelerimi başka bir yazıda uzun uzun açıklayabilirim. Ama kısa ve net olmak gerekirse ‘karşıyım!’
“Ee karşıyım marşıyım konusuyon, iyi hoş da, sen niye gittin tatil yapıyon” derseniz. Cahillik derim. Bilmiyodum, geçen hafta araba – şarj planını yaparken haritada gördüm 🙂 Tatili de önceden ayarladığımız için iptal etmedik. Dedim bir göreyim canlı canlı nasılmış bu nükleer santral.
Hatta eşim küçükken Gallerde bir yerde nükleer santrale gitmiş. Müze gibi içini gezdiriyolarmış. Neresi olduğunu bulup gitmeyi düşünüyom. Bir de içini görelim bakalım nasılmış .
Pazar günü Easter öncesi Cuma gününe ‘Good Friday’ diyolar. Good Friday’de gelenek balık yemekmiş. Cuma akşam yemeği için fish and chips dükkanına gittik Heysham merkezde, haliyle çok kalabalıktı… Burada her bayram veya geleneksel günde değişik bir sektöre abanıyolar. Bayram / özel günleri tüketim çılgınlığına çevirirken sektörler arasında eşit davranılmış 🙂
Haftasonu yerel bir çiftliğe gittik. Bu çiftlik olayını da çok güzel yapmış İngilizler. Bir yandan bildiğin çiftlik olarak et süt yumurta..vs üretiyor. Bir yandan da ufak bir bölümünü turistik alan olarak dönüştürmüşler. Çiftlik temalı hediyelik eşya satışı, kocaman çocuk oyun alanı, restoran, 4-5 çeşit çiftlik hayvanının olduğu butik(!) hayvanat bahçesi falan kısaca para basıyo adamlar 🙂 Gaza geldim çiftlikler hakkında biraz daha araştırma yapıp daha detaylı bir yazı yazacağım. Bizim ordaki bir kaç tanesine gidelim bakalım aynı havayı yakalamışlar mı?
Arabayı da bildiğin prize bağladım 🙂 Daha önce böyle şarj etmemiştim. Bunu da yapmış olduk. Biraz yavaş şarj ediyor ama olsun.
Seçimi monşer gibi okyanus kıyısında elimde kadehle takip edeyim dedim ama hiç planladığım gibi keyifli olmadı… Ömrüm boyunca bi ton seçim yaşadım, şöyle keyifle neşeyle bir seçim izleyemedim ya… Seçim konusunda söylenecek çok şey var aslında ama hiç keyfim yok. Burada bırakıyorum.
Ayrıca, lazımsa Birleşik Krallık sonucu %40 seçime katılım oranı ile %79 Hayır çıkmış.