Give me a ring – Ara beni (telefonla) demek
I’ll ring you – Seni arayacağım
Give me a shout – Seslen bana veya haber ver bana anlamında
Help yourself – Benden yardım beklemeyin / çekinmeyin, kendiniz alın, buyrun (ikramlardan, yemekten…vb) gibi demek istiyorlar.
Smashing, lovely – Çok güzel, aferin anlamında takdir etmek için falan kullanıyorlar
Darling, honey, sweetie – Türkçe karşılığı tatlım, sevgilim, balım, çiçeğim ama burada tanımadığınız birine söylemek garip karşılanmıyor. Mağazalarda, restoranlarda falan çokça kullanıyorlar. Genelde yaşlı teyzeler kullanıyor ama gençlerden de duydum. Birisi size darling diye hitap ederse yanlış anlamayın 🙂 Kulaklarınızla dinlemeye devam edin…
Mate – Arkadaş demek. Türkçe ‘dostum’ gibi bişi sanırım
Cheers – Şerefe demek ama teşekkürler anlamında da(eyvallah gibi) kullanılıyor. Genelde ‘Cheers mate’ şeklinde kullanıyorlar.
Are you winning? – Bu cümleyi ilk defa müdürüm kullandı, dedim noluyo ya? neyi kazanıyom yine? Sonradan anladım. Nasıl gidiyo? Bir problem var mı? demekmiş 🙂
You ok? You allright? Ya da iyice kısaltıp allright? – Bu kalıp en çok kullanılan ve en çok garibime giden kalıp. Hala alışamadım. ‘How are you?’ yerine bunu kullanıyorlar. Karşılığında ‘good’, ‘allright’, ‘not bad’ ardından da ‘you?’ diyerek sen nasılsın diyebilirsin. Bizdeki ‘Naaber’ karşılığı diyecem ama sadece selamlaşma şeklinde de kullanıyorlar. Yani senden mutlaka cevap vermeni beklemiyorlar. Gülümseyip geçsen de olur. Cevap vermedi, manyak mı acaba demiyorlar…
Ta – ‘Thank you’ yu kısatlmışlar… Taa diyiveriyorlar (Bu kadar da üşenilmez ama)
Taraa – Bye bye demek… Evet hızlıca ‘taraaa’ diyeni de duydum. İlk duyduğumda şaka sandım ama değilmiş.
Bloody – Sinirlenince kelimelerin başına sıfat olarak yerleştiriyorlar. Bu aşamada küfür olarak algılanmıyor. Ama sinir seviyesi artınca filmlerde duyduğumuz gibi ‘fucking’ kelimesine evriliyor.
Bonkers – Saçma, çılgın gibi anlamı var. Bizdeki saçma sapan terimi gibi kullanıyorlar. Absürt bi durum anlatırken ‘it was complete bonkers’ falan diyorlar.
DIY (Do it yourself) – Kendin Yap demek. Mağazalarda, marketlerde DİY reyonları oluyor. Bizdeki hobi ve hırdavat reyonu gibi ama burada DİY konusu biraz daha geniş. İşçilik çok pahalı bir kalem olduğu için her şeyin bir DİY hali var 🙂
Alışveriş sonrası thank you bombardımanı – Mağazada alışveriş yaptıktan sonra ödeme yapmak bazen çok komik oluyor.
Aldığın eşyayı kasaya veriyorsun, tezgahtar thank you diyor. Parayı veriyorsun thank you diyor. Eşyayı poşete koyuyor sana veriyor, verirken tekrar thank you diyor. Alırken sen de thank you diyorsun. Para üstü ve fişi verirken bir thank you daha, tabi alırken sen de thank you diyorsun. Bütün işlemler tamamlanınca bunun şerefine birer thank you daha…