Bir de asıl bombayı sona sakladım: Covid geçirdim. Yani geçen hafta geçirmişim 🙂 Şimdi de oğlan pozitif çıktı. Ama çok hafif geçirdiğimiz için farkında bile değiliz.
Oxford Study:
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid virüsü… Bi ara konuya böyle başlayan gayet ciddi kurumlar/yazılar vardı – böyle bir girizgah olur mu ya –
Neyse, 2020 Ağustos’ta bize bi mektup geldi. Oxford Üniversitesi ve Ulusal istatistik kurumu beraber covid konusunda bir çalışma yapıyoruz. Düzenli olarak covid testi (PCR) yapılacak, gönüllü olmak ister misiniz diye. Dedik yaparız tabi ya, sonuçta bilimsel bi çalışma… gönderin gelsin…
Mektupta çalışmanın detayları, hangi kurumların katıldığı, örneklerin nasıl alınacağı, çalışmanın fonu nerden geliyo falan falan bir ton açıklama vardı. Özet olarak bu çalışma ilk etapta bir istatistik çalışması. Covid ne kadar hızlı yayılıyor, insanlar hangi şartlarda nasıl covid oldu gibi sorulara cevap aranıyor diye tahmin ediyorum. Çünkü test yapılıyor ayrıca bir de anket ile yaşam standartlarımızı ve günlük/haftalık aktivitelerimizi soruyorlar. Evden mi çalışıyorsunuz, kaç kişi ile temas kurdunuz, okula gidenler, haftada kaç kere çarşı pazara çıkıyonuz, maske takıyor musunuz gibi sorular.
Bir de bu işin ufak bi bonusu var. Kişi başı 25 pound veriyolar. Yani her ay 75 pound alıyoruz. Bu bizim için bu çalışmaya katılmak için bir sebep değildi. Dediğim gibi bonus oldu. Ya çalışmaya katılmak için yeterli kişi sayısına ulaşamayacaklarını düşünüyolar ve böyle bir promosyon yapıyolar. Ya da çalışmaya zaten katılmayacak aşı karşıtı, komplo teorici, bilinçsiz kitle eleneceği için kalan insan gibi insanlara böyle bir güzellik yapalım diye düşünmüşler…
Bu covid işi tabiki çok kötü oldu ama hayatımıza bazı olumlu etkileri de oldu. Genel olarak covid konuları çok bariz bir gerizekalı turnusolu 🙂 Turnusol nedir derseniz – ki diyebilirsiniz, ben zamanında lisede mf (matematik-fen) okuduğum için biliyorum… Turnusol kağıdı asit ve bazı ayırmakta kullanılır. Turnusol, asitle temas ettiğinde kırmızı, bazla temas ettiğinde mavi renk verir. Bu covid konuları konuşulduğu zaman da aşı karşıtları, komplo teoricileri hemen belli oluyo – Covid telefonlardaki 5G teknolojisi ile yayılıyo, 5G virüsü aktifleştirdi diyen var ya. Whatsapp gruplarında bi konuşmada uluslararası uçuşlarda istenen PCR testi için DNA örneği topluyolar diyen var ya. hahaha DNA örneği topluyolar… Böyle düşünen kişileri hemen tespit edebiliyosun. Mükemmel bi durum ya. Böyleleriyle çok az muhattap olup, gereksiz samimiyet kurmuyorsun. Çok büyük hizmet valla ya.
Jimmy Carr – Sence Britanyalılar aksanlarından dolayı birbirlerini yargılıyorlar mı? (önyargı)
Sean Lock – Ben insanları daha ağızlarını açmadan yargılıyorum 🙂
Işığın bol olsun Sean Lock – Geçen sene kanserden gitti. Çok büyük komedyen. Özellikle ‘Countdown 8 out of 10 Cats’ programında beni kahkahaya boğmuştur…
Neyse Oxford Study diyoduk. İlk başta bu çalışma 1 yıl sürecek demişlerdi. Geçen yaz başında bi mektup daha yolladılar. Çalışma çok faydalı oldu, bitirmiyoruz, devam ediyoruz diye. Hatta kabul edenlerden kan örneği de almaya başlayacağız. Kandaki antibody miktarını ölçeceğiz. Aşıların faydasını ve bu antibodylerin ne kadar süreyle aktif halde kalacağını ölçmek istiyoruz dediler. Yine tahmin edeceğiniz gibi tabiki kan da veriyoruz artık. (Efe paşa haliyle vermiyor, ona sormadık bile. Sadece eşim ve ben veriyoruz)
Temmuz’da verdiğimiz numunenin sonuçlarına göre ikimizde de antibody var. Numune alındığı zaman ben daha yeni Astra Zenica 2.dozu olmuştum, eşim ise 1 doz Pfizer-Biontech olmuştu. Şu an bu yazıyı yazdığım 2022 Ocak itibariyle 3.doz boosterlarımızı da olduk ve sonuçlarımızda hala antibody var gözüküyor.
Bu arada merak edenler için ben ilk doz aşıyı (Astra Zenica) olduğum zaman feci yamultmuştu. 2 gün yataktan çıkamamıştım. Sonra 2.doz hafifti, pek bişi yapmamıştı. Son olduğum 3.doz Moderna ise hiç bişi yapmadı. Çok hafif bi kol ağrısı oldu o kadar. Laura’ya da ilk iki doz Pfizer-Biontech hiç bişi yapmadı. 3.doz Moderna sonrası 1 gün kolu ağrıdı sonra ertesi gün kolu baya kaşındı o kadar…
Şimdi de gelelim covid oluşumun hikayesine…
Evden çalıştığım için alışveriş ve oğlanı okuldan alma dışında pek dışarı çıkmıyorum. Çıkınca da zaten maske takıyoruz, dikkat ediyoruz vs… Ama bu ay normalden fazlaca çıktım 🙂
Dediğim gibi sadece alışveriş-okul gibi rutin işler dışında yaptıklarımı kronolojik olarak şöyle bir sıralayayım:
8 Aralık Çarşamba – Lymm’de (Lim diye okunuyor, çok güzel bir kasaba) bir kebapçı var. Adı Grill On The Cross. Orada bir arkadaşımla buluşup lahmacun + kebap yedim. (Bu sırada kaptığımı sanmıyorum ama yine de rutin dışı diye belirteyim dedim 🙂 )
12 Aralık Pazar – Gündüz ailecek bir çiftliğe gittik. Çocuklar için bir takım noel etkinlikleri vs… (aşağıya çiftlikten bir foto bırakıyorum).
12 Aralık Pazar – Akşamında ise – burası çokomelli – uzun bir zaman sonra bir akşam dışarı çıkayım dedim. Gittim arkadaşlarla bir pubda buluştum. Pubda 3-4 saat oturduk. Gerçi pub’in içi ölümcül sıcaktı, onun için cam kenarında esen yerde bir oturduk ama sonuçta 3-4 saat kapalı bir mekanda, bir masa etrafında 5 kişi oturduk.
13 Aralık Pazartesi – Sabah uyandım, boğazlarım ağrıyor ve hafif ateşim var gibi. Dün akşam kış günü cam kenarında esen yerde oturduk onun için üşüttük, boğazlarım ağrıyor diye düşündüm. Bir de baya bi yorgunluk var. Bunun sebebi de dün akşam çok içmişiz 🙂 Kendi kendime böyle düşündüm.
Boğazlarım ağrıyor ve hafif ateşim var diye gün içinde bir kaç tane parasetamol aldım.
13 Aralık Pazartesi – Daha önceden 3.doz asi randevusunu almıştım. Akşam işim bitip dükkanı kapattıktan sonra gittim sağlık merkezinde 3.doz aşımı oldum. Oh mis 🙂
Bu arada ufak bir anektod: Aşıyı vuran sağlık görevlisi kadının kocası Türkmüş. Türkiye hakkında biraz muhabbet ettik. Eskişehir’i falan bildi yani o derece 🙂 Sonra ben giderken arkamdan Türkçe ‘teşekkür ederim’ dedi.
Salı günü de boğaz ağrısı devam etti. Yutkunurken falan ağrı vardı. Yine gün boyu bir kaç tane parasetamol aldım. Çarşamba günü bir şeyim yoktu. Tam gaz devam…
17 Aralık Cuma – İşte bugün Oxford Üniversitesinin testini yaptık. Sonrasında da Noel ve yılbaşı tatilini de birleştirerek 2 haftalık tatile girdim ve vur patlasın çal oynasın. Bu esnada yaptıklarımı atlayıp önemli olan diğer tarihe geçiyorum 🙂 (Evet aynen düşündüğünüz gibi, hiç bir hastalık belirtisi göstermediğim için rahat rahat gezdim ortalıkta)
23 Aralık Perşembe günü öğleden sonra ise 17 Aralıktaki testin sonucu pozitif çıktı, 10 gün karantinada kalmalısınız diye mesaj geldi… İşin enterasan yanı 17 Aralıktaki testte Laura ve Efe negatif, bir tek ben pozitifim. Yani buradan anlaşılıyor ki büyük ihtimalle o Pazar günkü pub buluşmasında kaptım. O Pazartesi ve Salı günkü boğaz ağrıması, yorgunluk falan bu yüzdenmiş. (ben de yaşlandık, çok içince yorgunluk yaptı sanmıştım 🙂 ) Ama bu 5 gün içinde Laura ve Efe’ye nasıl bulaştırmadım, o büyük bir merak konusu…
Neyse, haber gelince hemen bir ‘lateral flow test’ patlattım. Sonuç negatif çıktı. Yani 17sinde pozitiftim ama 23’ünde haber gelene kadar iyileşmişim. Bekleyip yarım saat sonra bi test daha yaptım, yine negatif. (Bu sırada noel tatili için Laura’nın ablası çoluk çocuk yurtdışından gelmiş, kaç gündür görüşüyoz, onlar pozitif çıkarsa geri dönemeyecekler falan bir ton aksiyon olacak. Arka planda böyle telaşlar da var ama detaylara girmeyeceğim)
Zaten teorik olarak pozitif test sonrası 10 günlük karantinaya girmek gerekiyor. 6 ve 7. günlerde lateral flow test negatif çıkarsa karantinayı bitirebiliyorsun. Ben de 6.gündeyim ve negatif çıktı. Ertesi gün (24 Aralık) bir test daha yaptım negatif ve yasal olarak partiye devam edebilirim…
Sonra Efe için kuzenler, teyze, annane falan hediyelerle bize geldiler ama haliyle içeri girmediler. Öyle kapıyı açıp bahçede ayaküstü hediye değiştirmeler falan tam kamuoyu spotu gibi işlem yaptık…
Not: Büyük ihtimalle burada çok fazla yaygın olan ‘omicron’ varyantı olduk. Omicron hafif geçiyormuş ve belirtilerden birisi boğaz ağrısıymış. Omicron’un hafif geçmesi ve asılı insan oranının baya yüksek olması sonucunda hastanelerde daha önce öngörülen yoğunluk olmadı. Dolayısıyla Şubat başında kısıtlamalar kalkıyor. Artık İngilterede saldım çayıra mevlam kayıra moduna giriyoruz. Ama ben yine evden çalışmaya devam…
Bu yazıyı geçen yıl sonunda noel-yılbaşı tatili sırasında yazmıştım ama bir türlü buraya yükleyemedim. Ocak sonuna kısmetmiş… Okuyan herkese mutlu yıllar 🙂