Yepyeni bir konu hakkında yazıyorum. Hydroponics ! – Çok kısaca: topraksız, sulu tarım…
Ama önce sağlık -> Sanki hayatımızda coronavirüs gibi bir gerçeklik yokmuş gibi yaparak yazıyı yazmak istiyorum. Her tarafımız virüs, hastalık hakkında bilgiler, karantina hikayeleri ve alınacak önlemler hakkında doğru yanlış bilgiyle doldu taştı. Şiştik valla…
Kişisel hijyene dikkat edin, bir süre gereksiz sosyal temastan kaçının ve mümkünse pek dışarı çıkmayın. Hatta eğer risk grubundaysanız (70+ yaş, kronik bir hastalığınız var veya hamileliğin son dönemlerindeyseniz) çok acil bir durum olmadıkça 2-3 ay dışarı çıkmayın.
Bunun dışında gereksiz komplo teorilerine itibar etmeyin. Bazı insanlar katyen eğitilmezdir ya!
Yok efendim Türk geni varmış da bize bişi olmazmış… Bunu Amerigalılar biyolojik silah olarak yapmış… Aşısı efbiay da varmış… Dünyayı 5 aile yönetiyo… Dünya düzdür falan hepsi aynı şey bunların. Lan yahudiler Türkleri ve dünyayı dize getirmek için yapıyo bunları diyen var! Böyle bir cehaletle nasıl başa çıkılır bilmiyorum valla… Asıl virüs bunlar ama neyse… Üzmeyin tatlı canınızı, en sonunda bilim bir şekilde bunlara karşı da galip gelecek…
Özet olarak hydroponics tanımıyla başlayayım. Türkçesi de ‘hidroponik’ miş bu arada. Hidroponcik de diyebiliriz aslında, kulağa daha iyi oturuyo böyle 🙂 Vikipediye göre hidroponik, toprak kullanmadan şu içinde mineral besin çözümleri kullanarak bitki yetiştirme yöntemiymiş.
(Kaynak: İngilizce: https://en.wikipedia.org/wiki/Hydroponics / Türkçesi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Hidroponik) – İngilizce sitede onlarca sayfa varken, Türkçe sayfada iki cümle yazı var. Zaten kitapların da özetlerini okusak yetiyor bize. Çok gerek yok.
Merak edenler biraz daha araştırabilir. Özellikle bazı bitkiler için inanılmaz verimli bir yöntem. Bu yöntem daha sıcak memleketlerde açık havada devasa boyutlarda yapılabilirken, soğuk bölgelerde seraların içinde yapılabiliyor. Bu şekilde marul, maydonoz falan gibi yeşillikler ve domates, çilek gibi küçük boyutlu bitkiler çok verimli bir şekilde üretiliyor.
Bir de bu suyun içinde bitki yetiştirme yöntemine ek olarak yapay güneş ışığı ekleme metodu var. Bu yöntem daha çok ufak, kapalı alanlarda microgreen denen bitkiler için kullanılıyor. Microgreen’in türkçesi nedir bilmiyorum ama büyük ihtimalle mikro yeşilliktir 🙂
Bu microgreen denen şeyleri ben Türkiyede bilmiyordum, burda gördüm böyle şeyleri. Çok besleyici falan diyolar… Tam emin değilim ama sanırım bildiğimiz bitkilerin tam büyük bitki haline dönüşmeden önce 3-5 santimken yenebilecek halleri olabilir. Ama merak ettiyseniz siz bi araştırın, süper sallamış olabilirim 🙂
Bir de bu yapay ışık konusu açılınca herkesin ilk aklına gelen illegal işler de yapılabiliyor ama burada konumuz bu değil tabi 🙂 Yapay ışık konusu bu mevzu ile meşhur oldu, yapacak bişi yok…
Bu hidroponik tarım için evde yapılabilecek hazır setler var. Çok pahalı, acayip bir sürü özelliği olan setler de var, İkea’nın basit setleri de var. Ben tabiki İkea’nın basit setleriyle başladım işe. Az buçuk bi çözeyim konuyu, sonra bahçede daha geniş çaplı bir faaliyete girişmeyi planlıyorum 🙂
Normalde İkea seti böyle. Bir iki tane değişik versiyonu var ama seti temel olarak iki gruba böleceğim.
1-) Cultivator denen tohumu filizlendirdiğiniz set (Hani ilkokuldaki pamuk ve fasulye kısmı)
2-) Grower denen asıl bitkiyi büyüttüğünüz yapay ışıklı set
1-) Cultivator: Tohumu 2-3 santim olana kadar filizlendirdiğimiz zamazingo.
Resimdeki yuvarlak sarı şeyler pamuk niyetine kullandığımız rockwool denen malzeme. Bu hani çatılarda izolasyon için kullanılan izocam mıydı neydi Türkçesi, o şey işte. Ama tabi onun kaşındırmayan, ellemekte sıkıntı olmayan versiyonu.
Altındaki kap su dolu, üstünde de hava alması için ufak bir ızgarası olan saydam bir kapak.
Bu işlem tohumuna göre 2 ya da 3 hafta sürebiliyor. Ayrıca bazı tohumları önceden bir kaç gün suda bekletmek de gerekebiliyor. Hatta bazı bitkilerin filizlenmesi için karanlıkta olması gerekiyor. Tohumun nasıl ve ne şartlarda filizlendirmeniz gerektiği zaten kutusunda yazıyor.
Filizlendirme operasyonuna örnek. Önde baş veren bitki basil (fesleğen)
Bu cultivator ünitesi çok da gerekli aman aman bir şey değil. Fiyatını hatırlamıyorum ama çok pahalı bişi değildi onun için aldım gitti. Yoksa herhangi plastik bir kutunun içinde de yapılabilicek bir şey. Hatta plastik takeaway yemek kapları bu iş için çok uygun.
2-) Grower: Esas oğlan bu işte. Altındaki su haznesi ve üstündeki yapay ışıkla bitkiyi büyüten asıl ünite.
Tohumlar filizlendikten sonra kenarlarında ızgara olan kare saksıların içine toprak yerine ufak taş kullanarak sanki toprakla saksıya diker gibi dikiyosunuz. Sonra bu üniteye yerleştirip, kabı su ile dolduruyor, ışığı açıyor ve kendi haline bırakıyorsunuz. 1 ay falan hiç elleşmenize gerek kalmıyor. Kendi kendine büyüyor.
Su eklerken bir de bitkilerin büyümesi için gereken içinde mineral falan olan bir sıvı katkı maddesi ekliyoruz. Tam olarak ne bilmiyorum. İkea setinde olan bir şey. 6 litre suya 1 kapak atılıyo. Evet yeşil, kimyasal bir şey ama sonuçta toprağa yapay gübre veya böcek ilacı falan gibi şeyler sıkmaktan çok daha zararsızdır.
Hatta bu katkı maddesi yerine organik tarım yapanlar balık kakası kullanıyor. Hahaha. Şaka maka muhteşem bir döngü yaratıyorlar aslında. Bir havuzda organik yiyecelerle besleyerek balık yetiştirip, bu havuzun suyunu (dibindeki mineral zengini gübre ile) hidroponik bitki havuzuna veriyorlar. Bitkiler mineralleri alıyor sonra su tekrar balık havuzuna dönüyor. Tek kelime ile müthiş…
Katkı maddesi kullanmamak, tamamen organik yapmak için evde maalesef balık yetiştirme havuzu kuramam. Aslında bana kalsa kurardım da, işin ucunda boşanma riski var 🙂 Sanıyorum ki bu iş için ufak çaplı bir akvaryum yetmez . Baya baya sağlam sıçan bir sürü balık lazım…
Tüm bu tesisatı kurduktan 2 hafta sonra, suyu boşaltıp, tesisatı tekrar kurdum. Çünkü bir hata yapmışım. Aslında hata değil de İkea’nın dizayn eksikliği diyelim. İnternette biraz araştırma yapınca sorunu çözdüm.
Bitkiler boğazına kadar suyun içinde değil, kökleri suyun içinde ama volkanik taşlar yüzeye de su getiriyor ve yüzey nemli. Işık alınca da yüzeyde yeşil yeşil yosun yaptı. Başka marka setlerde yüzeyde kapak gibi şeyler var. Youtube da bu konuda bir kaç tane video gördüm. Yosun oluşumunu engellemek için yüzeyi aliminyum folyo ile kapatmışlar. İşte budur!
Hemen bende sistemdeki açıkları folyo ile kapattım…
Yukardaki 3 resmi de bu işlemi yaptıktan hemen sonra çektim. Yani yukardaki resimlerde bitkiler yaklaşık 2 haftalık.
O resimleri çektikten sonra 1 hafta Belçikaya gittim. Döndüğümde ise bitkiler şu şekildeydi:
Baya hızlı büyüyorlar. Bu hızla 2-3 hafta sonra yenecek kıvama gelirler heralde… Bu mahsülü bi yiyelim, sonraki mahsülü ekerkenki süreci videoya çekmeyi, hatta bitkilerin büyümesini bile timelapse video ile çekmeyi planlıyorum. Bakalım hayırlısı 🙂
Timelapse: Çok çok hızlı çekim video diyebiliriz. Böyle videoda çiçekleri açtığı, bulutların hareket ettiği falan görünür ya, işte öyle videolara timelapse deniyor.
Tabi hızlı büyüme için bitkiler 7/24 ışık altında değil tabi ki. Sonuçta bitki de bir canlı. (sonuçta bitki de bir insan diyesim geldi, haha). Hadi aslan sen sürekli güneş altındasın, sürekli büyüyorsun, haydi marş marş! Olmuyor tabi. Bitkiden bitkiye değişiyior ama kabaca 16 saat gün ışığı ve 8 saat karanlık gibisinden bir döngüye sokmak gerekiyo arkadaşları.
Haliyle bu işi elle yapmak çok mantıksız. Gece yatarken ışığı kapa sabah kalkınca aç falan gereksiz işler. Bunun için saatli bir priz kullanabilirdim ama ben biraz daha teknolojik olan bir çözüme yöneldim: Smart plug – Akıllı priz.
Ama normal tip prizin üstüne takılan adaptör gibi olanlar değil, toptan duvardaki prizi akıllı versiyonu ile değiştirdim. Öyle adaptör falan gereksiz bir şey, direk prizi değiştiririm ya… Cep telefonu aplikasyonu ile şu saatler arasında prizi aç kapat şeklinde bir fonksiyon kurdum. Ben hiç elleşmiyorum kendi kendine halloluyor herşey.
Ve bundan sonraki yazılarımın konusu olacak bir video ile yazıyı bitiriyorum…
Bu trailer verme işini sevdim ben ya 🙂
Zın Zın Zın !
Smart home !