Ehliyet pratik sınavına Warrington’da girdim. İnternetten sınavın yapılıdığı örnek bir kaç rota buldum. Geçen hafta Warrington’a gidip biraz gezindim bu rotada, sınav sırasında kafa karıştırıcı bir yol-kavşak falan yoktu. Ayrıca youtube’dan biraz pratik sınav videosu izledim. Her ne kadar araba kullanıyorsanız da pratik sınavda uyulması gereken önemli prosedürler var.

Mesela çevre güvenliği konusunda, sağa sola baktığınızı abartılı bir şekilde göstermeniz lazım. Hatta araba kalkışlarında sadece sağ aynaya bakıp yola çıkarsanız hata. Kafanızı sol arka cama kadar çevirip, sağ dikiz aynasına kadar yavaşça çevirip her yönü kontrol edip sağ sinyal verip yola çıkacaksınız. Ayrıca manevralarda falan uyulması gereken enteresan adımlar var. Paralel park ederken arabaları aynı hizaya getircen, arabanın önü aynı hizaya gelince direksyonu öbür tarafa çevirmeye başlıcan falan adım adım robot gibi yapıcan. Aslında düşününce ilk defa araba kullananlar için güzel bir yöntem ama ne biliyim bir garip geliyo bana. (Burada böyleyse, Japonların falan nasıldır kimbilir ya…)

Pratik sınava genelde insanlar eğitmenlerinin arabalarıyla giriyor. Kendi arabanla girmek istersen arabanın bazı şartlara uyması gerekiyor. Burada şartları detaylı anlatıyor. Temel olarak arabaya meşhur “L” etiketini yapıştırmak ve sınav gözetmeni için extra dikiz aynası gerekiyor. Bunlar Halfords gibi araba ıvır zıvırı satan yerlerde veya çok daha ucuza süpermarketlerde bile satılıyor.

Elektrikli araba konusunda veya temel olarak arabanın yakıtı konusunda hiç bir yerde bir şey yazmıyor. İnternette bir kaç yerde plug-in hybrid ile sınava girenlerin haberlerini gördüm. Ayrıca Nissan Leaf kullanan bir tane eğitmen buldum ama sınav konusunda bir bilgi yoktu. Resmi sitede de aksi bir şey yazmadığı için bir sorun yok gibi duruyor.

Sınav yerinde sanırım 4 aday bekliyorduk. Ortamda gergin bir bekleyiş hakim, eğitmenleriyle gelen heyecanlı, kurbanlık koyun gibi bekleyen 2 genç aday var… Gözetmenler bir odadan çıkıyor ve adayların isimlerini söyleyerek eşleşiyorlar. Gözetmen amca benim adımı haykırmadan benim Emre olduğumu bildi nedense 🙂

Provisional ehliyetimi istedi, adreste bir değişiklik var mı diye sorup üzerinde bilgilerim olan bir kağıt imzalattı. Sonra eğitmenin bizimle gelecek mi diye sordu. (sınav sırasında eğitmen hiç konuşmadan arkada sessizce oturabiliyor). Eğitmenim yok falan diye detaya girmeden sadece hayır dedim…

Otoparka doğru giderken kendi arabam ile sınava gireceğim diyince ilk olarak ayna..vs koşullar tamam mı sordu. Evet tamam deyip ayrıca araba elektrikli dedim. Durdu ve nasi yani tamamen elektrikli mi diye sordu. Evet Nissan Leaf deyince bir bakalım arabaya dedi. Sonra diğer gözetmene gidip sordu. Diğer gözetmen de sorun yok, şanslısın, sessiz araba keyfine bak diye cevapladı 🙂

 

İlk olarak otoparka yaklaşırken 20 metre ilerdeki arabaların plakasını okuyabiliyor muyum diye kontrol etti.

Arabaya oturduk ve otomatik vites olduğunu elindeki notlara yazdı (Sadece otomatik ehliyeti verecekler)

Sonra “show me/tell me” bölümü
Araba sürmeye başlamadan önce arabanın başında iki tane “show me / tell me” sorusu soruluyor. (Bütün soruların listesini buradan bulabilirsiniz) Motor yağını kontrol etme, silecek suyu ekleme falan tarzı sorular.

Bana bir tane soru sordu : “Arabanın farları nasıl yakarsın ve farların yandığını arabadan çıkmadan nasıl anlarsın? “. Normalde ikinci soruyu da sorması lazım ama artık sınav sırasında araba kullanırken de soruyorlarmış. O yüzden ikinciyi sormadı diye düşündüm fakat kullanırken de ayrıca bir soru sormadı. Ya da sınavın sonuna doğru muhabbet ederken arada farketmeden cevapladım.

Pratik sınav belli bir rotada araba sürerek başlıyor. Sağa sola dönmemi istediği zaman önceden tane tane söylüyor. Aksi takdirde düz devam. Bu şekilde 20-25 dakika araba kullandım.

Ondan sonra park etme, u-dönüşü veya geri manevra gibi şeyler içeren bir kısım oluyor. Bana sadece ana yolda durup geri geri ara sokağa girme işlemini yaptırdı. Bu sırada arabanın geri görüş kamerasını kullanmamaya dönüp arkaya bakmaya özen gösterdim ama sonradan öğrendim ki gerek yokmuş. Kamerayı kullanabilirmişim ama sadece kameraya bakarsam yeterince güvenli değil aynalara ve bizzat dönüp arkaya da bakmak gerekiyormuş.

Son olarak da yaklaşık 15 dakikalık krokiden yol tarif ederek serbest sürüş kısmı var. Çok karışık olmayan bir kroki gösteriyor ve kısaca tarif ediyor. “Düz gidip ilerdeki ışıklardan sola dönecen, sonra ilk kavşaktan düz geçip ikinci kavşaktan sağa giricen…” falan gibi. Hatta navigasyon gibi kavşaktan düz gidicen yani ikinci çıkış diyor… Bu şekilde iki krokilik yol gittim ve toplamda 40 dakika sonra başladığımız yere geldik.

 

Sınavın sonuna doğru artık sanırım kafasında sınavı bitirdi ve elektrikli araba konusunda muhabbete başladı. İlk defa elektrikli arabaya biniyorum, çok rahatmış, çok sessiz ve akıcı dedi. (İngilizce bilenler için: smooth kelimesini kullandı, akıcı diye çevirdim ama sanırım titreme, vites değiştirme falan olayını da içine katarak düz, pürüzsüz anlamı verdi) . Daha sonra ise klasik sorular: ne kadar sürede şarj ediyorsun? Kaç mil gidiyor…vs vs. Masraf kısmına geçince ise şaşkınlıktan ağzı açık kaldı adamın.

Arabayı parkettikten sonra elindeki formları doldurmaya başladı. Ve işte beklenen cümle: “Tebrikler ehliyet almaya hak kazandın”. 2 hafta içinde ehliyetin adresine postalanacak dedi ve sürücü sertifikası verdi.

Sonunda ufak bir problem: Eve nasıl geri döneceksin diye sordu. Sorun şu ki artık İngiliz ehliyetin olduğu için Türk ehliyetin şu dakikadan itibaren burada geçersiz. Arabanın sigortasını Türk ehliyeti ile yaptırdığın için sigortan şu an geçersiz. Herhangi bir olumsuzlukta sigortasız araba kullanmış olursun, ehliyetini daha eline almadan riske sokarsın diye açıkladı… Duruma gel ya 🙂

Tamam birilerini çağırırım dedim adama ama bastım geldim kendim. Sonuçta Türkiye’de doğup büyüdük. Eve gelince sigorta şirketini aradım 5 dakika içinde değiştirdiler poliçeyi. Çok kolay bi işlemmiş, ilk anda arasam olurmuş.

Ayrıca bütün sigorta şirketleri böyle mi çalışıyor bilmiyorum ama en azından Aviva poliçeyi İngiliz ehliyetine çevirince ehliyet sahibi olma süresini Türk + İngiliz ehliyeti olarak hesaplıyor. Yani “ooo ehliyeti mi değiştirdin sen? Yeni ehliyet mi aldın? Buyur o zaman bu da sana bizden hediye kazık” diyerek poliçeyi yeni ehliyet sahibi kıvamına getirmedi. Sigorta ücreti değişmedi. Ne yalan söyliyim, banka-finans-sigorta şirketlerinden her türlü cinliği beklediğim için ben sigorta priminin artmasını bekliyordum…

Ek olarak -> 2018 yılından itibaren pratik sınava navigasyon cihazı ile adres bulma bölümü eklenecekmiş… Çok mantıklı değil mi ya…

 

Ayrica bkz.

Yazılı sınav hakkında detaylı yazım: Ehliyet sınavı – Teorik bölüm

Genel olarak ehliyet alma ile ilgili yazım: Ehliyet alma işlemleri

Aha ben bunu paylaşırım...