
Türkiye’de alıştığımız gibi olmayan bağzı şeyleri “İlk izlenimler” serisi ile yazacağım. Bu bölümde; sokaklar, evler, hava durumu, prizler ve musluklar var…
∼∼∼∼∼ Caddeler – Sokaklar ∼∼∼∼∼
Sokaklar cidden temiz, “büyükşehir belediyesi çalışıyor”. Gerçi adamlar kol gibi vergi alıyor ama sonucunu da veriyolar tabi… Türkiye’de de var emlak vergisi, çöp-temizlik vergisi falan bişiler ama sanırım belediyeler o paraları sokakları kazıp tekrar asfaltlamak için kullanıyor.
Asfaltlama demişken, burada evler gibi yollarda evladiyelik… Oturduğumuz semtteki istasyonun önünden geçen ana caddede kaldırım genişletme (araba yolunu değil, yaya yolunu genişletiyolar) çalışması nedeniyle yaklaşık 4-5 aydır tek yönlü olarak veriyorlar. Gelip geçerken birden içimdeki muhtar amca canlanıyor ve durup çalışmayı izliyorum 🙂 Adamlar yolu kazıyor, çakıl taşı döküyor, demir ızgara koyuyor, beton döküyo sonra asfaltlıyor… Bu yola en az 50 yıl bişi olmaz heralde…
Sokaklarda kedi-köpek yok diyebilirim. Başı boş köpek hiç görmedim, kedi görünce şaşırıyorum mesela. Onun yerine agaçlarda sincap görebiliyosunuz. Bu sincap hayvanı çok komik bir şeymiş ya, eleman sürekli bi telaş içinde. Bildiğin çizgi film hayatı yaşıyor hayvan… Birde parklarda ördek – kaz falan var, çocuklar ekmek neyin atıyor, yiyor hayvanlar…
∼∼∼∼∼ Evler – Yapılar ∼∼∼∼∼
İngiltere’ye gelip etrafa bakınca Türkiye’den farklı olarak ilk dikkat çeken şey binaların çoğu kırmızı tuğla ile kaplı. Binalar eski (baya eski) ama cidden kaliteli inşa edildikleri için yıkıp yenisini yapmıyorlar, sürekli bir restorasyon durumu var. Ayrıca betona tapmadıkları ve yeşil alanları, parkları ve arazileri korudukları için her yere bina dikmiyorlar. Mimari dokuya aşırı derecede önem gösteriyorlar ve çarpık kentleşme yok. Eski bir evi yıkıp aynı büyüklükte yeni bir ev yapmak için bile yerel yönetimlerden izin almak falan büyük mesele (yeni bina genel estetik dokuya uyuyor mu, mahallede oturanlardan itirazı olan var mı falan soruluyo… çok uzun sürüyo) bu konuda çok ciddiler.
Bir de dikey değil yatay bir şehirleşme var, şehir merkezi dışında yüksek katlı bina çok az. Üstüne bir de bahçeli evler, ufak tefekte olsa bir sürü park olması, sürekli bir yeşillik görmek falan acaip ferah bir atmosfer yaratıyor. Burada evler bence çok şirin, ama Türkiye’deki akranlarına göre baya bir ufak olabiliyorlar. Evler (house) genelde bahçeli, iki katlı falan. Bu tip bir evde yaşamak öyle büyük bir zenginlik göstergesi değil, zira çoğu ev böyle. Merkezi yerlerde iki katlı evleri iki ayrı daire (flat) olarak da kullanıyolar. Baya büyük eski malikaneleri 4-5’e bölüp apartman gibi yapıyorlar.
Evler tahta zeminli falan bir değişik geliyo benim gibi beton zemine alışmış apartman çocuklarına tabi. Ayrıca halı kaplama meselesi var ki, evlere şenlik. Duvardan duvara lafının hakkını veriyorlar… Ev halı kaplanır kabul ediyorum ama her yer mi kaplanır? Tuvaleti halı kaplanmış ev gördüm ya.
Buradaki evler ve sehircilik konuları Türkiye’dekinden baya bir farklı ve ilginç. Onun için bu konuyu daha detaylı bir yazı ile anlatacağım. (ahanda buraya da linkini koyacağım)
∼∼∼∼∼ Hava durumu ∼∼∼∼∼
Klasik İngiltere havası yağmurludur, hep kapalıdır, soğuktur falan lafı abartıldığı kadar değil bence… Bir yerlerde okumuştum diğer avrupa şehirleriyle karşılaştırma yapılmış ve “çok da bi farkı yok aslında yaa” sonucuna varılmıştı. Şimdiye kadar hep turist olarak 1-2 haftalığına gelip döndüm ama öyle çok aman aman soğuk ve yağmurlu falan gelmedi bana. Bakalım 1 kış tamamen burada geçirince kararım değişecek mi…
Türkiye’dekinden farklı olarak insanlar burada soğuğa alışmış ama. Kışlık montu geçtim, ben bere bile takmış elleri cebe sokmuş “acaba eldiven mi taksam la” diye düşünürken etrafa bir bakıyorum; ablam karşıdan askılı tişört-hırka kombini ile fıtı fıtı geliyor, yandaki mağazadan üstüne ince bir mont altına da şort giymiş bi adam çıkıyor. Ben bu havada evin içinde tuvalete şortla gitmem ya!
Eşim de böyle… Üşümüyo… Oğlan da bu konuda anasına çekmiş, üşüme konusunda benden zerre kapmamış çocuk ya…
∼∼∼∼∼ Prizler ∼∼∼∼∼
İngiltere’de prizler 3 uçlu ! Türkiye’deki veya diğer avrupa ülkelerindeki gibi 2 uçlu değil. Güvenlik nedeniyle 3. uç topraklama hattı, yani bütün prizler topraklı.
Türkiye’den getirdiğiniz elektrikli aletler buradaki prizlere uymuyor. Buradan aldıklarınız da Türkiye’deki prizlere uymuyor haliyle. Dolayısıyla dönüştürücü kullanmak gerekiyor.Bu dönüştürücüler burada çoğu markette var, ayrıca milyoncu dediğimiz mağazalardan da ucuza alabiliriz.
Ha bir de prizlerin üstünde bonus olarak açma kapama düğmesi var, öyle sadece fişi takmak yetmez…
∼∼∼∼∼ Musluklar ∼∼∼∼∼
Sık denk gelmiyorum ama denk geldimmi de gıcık oluyorum. Bazı lavabolarda sıcak – soğuk iki tane musluk ve musluk tıpası var. Bildiğin musluk tıpası (!) Bir tane musluk ile sıcaklık ayarı yapmak varken niye iki tane ayrı musluk kullanıyorlar anlaşılır gibi değil.
Hiç yapanı görmedim ama sanırım eskiden (baya bi eskiden) küvet doldurma mantığıyla aynı şekilde lavaboyu doldurup öyle el yüz yıkanıyormuş. Bana pek hitap etmedi o şekilde yapmak, böyle musluğa denk geldiğim zaman sıcak olan baya bi sıcak olduğu için mecburen soğuk olanı tercih ediyorum…

merhaba ben Aziz,
ingiltereye yerleşmek ile ilgili araştırmalar yaparken bloğuna denk geldim, ordaki vize süreci yazını dikkatlice okudum:)
ben istanbulda yaşıyorum Fizyoterapistim, evliyim 5 yaşında kızım var.
eşim avrupa birliği vatandaşı, onun üzerinden Londra ya yerleşme planları yapıyoruz, tabi; vize ve çalışma şartları(diploma denkliği gibi) nasıl bir süreç izleyeceğimi araştırıyorum, bu konuda bilginiz varsa paylaşmanızı rica ediyorum,
size bol güneşli günler diliyorum:)
MAİL: nikonfix@hotmail.com
Merhaba Aziz,
EAA vizesine başvurmanız gerekiyor. Bildiğim kadarıyla ilk olarak 6 aylık veriyorlar. 6 ay sonunda eğer esin iş bulup çalışmaya başlamışsa 5 yıllık uzatmaya başvuruyorsunuz.
Brexit dolayısıyla bu ara EU Settlement Scheme diye bir şey var, ilk 6 aylık EAA vizesiyle buraya gelip çalışma şartı olmadan hızlıca 5 yıllık vizeyi alabilirsiniz sanırım. Bunu bir araştır. Ama Brexit olmadan elinizi çabuk tutmanız lazım.
Diploma denkliğini NARIC’ten alabilirsin fakat fizyoterapi konusundan emin değilim. Denkliğini alsan bile büyük ihtimalle Türkiye’deki diploman ile burada sağlık konusunda direk çalışmazsın. Extra sertifikalar alman gerekir. Mesela veterinerliği saymadıklarından eminim, extra kurs ve sertifika alınması gerekiyor.
İyi Şanslar,