Yine Christmas yaklaştı ve ortam şenlendi. Christmas olayından hiç bir şekilde kaçış yok. Christmas ve yeni yıl kutlamaları gümbür gümbür geliyor.
Geçen yılki yazımda (Yılbaşı, Christmas ve alışveriş çılgınlığı) bahsettiğim gibi yine her yer süslendi, Christmas marketler kuruldu, yine her yer kalabalık, sektör canlı 🙂 Henüz ortalıkta Noel babalar, elfler falan görünmüyor. En azından onlar için Aralık ayı bekleniyor sanırım…
Geçen haftasonu bizim mahalledeki ışıkları açma töreni vardı. Şaşırtıcı derecede kalabalıktı, çok duramadık. Sahne kurmuşlar Christmas şarkıları falan söyleniyor, sonra 10-9-8… cadde ışıklandırmaları açılıyor. Böyle aksiyonların yerelde yapılması güzel bir şey aslında. Manchester merkezde, Albert meydanında çok daha geniş çaplı bir aksiyon yapılmıştır ama yerelde, yerel müzik grupları..vs ile ufak çaplı aksiyon yapılması da hoş olmuş.
Burada yerel kaynakları destekleyelim kavramını güzel yapıyorlar. Yerel derken milliyetçilik anlamında değil ama, bizim mahallenin esnafı, bizim bölgenin çiftçisi falan konusunu kastediyorum. Başka bir yazıyı bu yerel kaynak konusuna ayırayım (Yazınca buraya link bırakacağım)
Manchester merkezdeki Christmas marketleri de hızlıca bi gezdim. Bu sefer iki konu dikkatimi çekti:
İlki depozitolu bardak.
Christmas marketlerdeki barlarda sıcak şarap..vs gibi içkileri öyle emaneten kurulan büfe mantığıyla dandik plastik bardaklarda falan değil bilgidin seramik kupada veriyorlar. Bardağı geri getirirsen 2£ geri veriyor. Yıllarca kağıt bardakla çay içmeye alışınca böyle bir hizmet garip geliyo tabi.
İkinci konu ise bu mangal:
Evet bildiğin mangala şaşırdım ya. Ama böyle enteresan bir mangalı daha önce Türkiyede görmediğime şaşırdım. Saçmalığa kadar varabilecek bir ‘esnaf yaratıcılığı’ kültürümüz var ama böyle bir mangalli ocakbaşı görmedim mesela. Otobüs gibi diziliyosun ocakbaşında… Ya da festivallerde, kutlamalarda falan hep bildiğin uzun mangal kuruluyor. Mangal kültürümüz yerinde sayıyor… Ar-ge, inovasyon falan… En kötü kopya çekin biraz dünyadaki örneklerden ya…