İş yerinde 2 ay’ı geride bıraktım. Çalışma hayatı aynı… Temelde bir fark yok maalesef 🙂 Ama burada insanlar daha bi sakin ve stressiz çalışıyo gibime geldi. Her şirket/sektor böyle değildir tabi de, genel olarak bir telaş yok gibi. 2 aylık naçizane görüşüm böyle…
İşyerinde karşılaştığım ilginç durumlar şu şekilde:
Fat Friday
Cumaları öğle yemeği olarak fast food, fish and chips veya bilimum yağlı, sağlıksız bişi yiyelim kafası…
Perşembe akşam çıkarken “yarın Fat Friday yapıcaz var mısın?” dediler. “O ne?” dedim, “unhealthy, fat food yemece, yarın hamburgerciye gidecez” dediler. Aha dedim, bana bir daha sormanıza gerek yok, cevabım her zaman evet 🙂
“Fat Friday” ismi çok hoşuma gitti… Şişko/yaglı Cuma 🙂
Doğum günü kutlaması
Bizdeki süpriz parti baskını yerine burada doğum günü çocuğu ofise dağıtmak için kendi pastasını / tatlısını alıyor. Sonrada bir mail çakıyor tüm kullanıcılara; ” It’s that time of year again… Cakes in the kitchen, Enjoy! ” falan gibisinden. (Türkçesi, “Yılın o zamanı yine geldi, pastalar mutfakta. Yumulun!” gibi bişi)
“58 Stoney steps towards the grave, you know, the box” (…)
“To celebrate the fact I’m another year nearer the knackers yard ” (Tahtalıköye 1 yıl daha yakın olduğum gerçeğini kutlamak için…)
“It’s the 20th anniversary of my 21st birthday, there are some goodies in the upstairs kitchen.” (Bugün 21. yaşgünümün 20. yıldönümü, şekerlemeler üst kattaki mutfakta…)
Falan gibi komik mesajlar atan da oluyor…
Fat club
Şişmanlar klubü 🙂 Evet cidden kendilerine böyle diyolar.
İlk defa ofiste konuşurlarken birbirleriyle dalga geçiyorlar sanmıştım. Ama daha sonra gördüm ki cidden kendi aralarında fat club kurmuslar. Her hafta birbirlerini tartiyor, excel de verileri tutuyorlar. Sonra kahkalar eşliğinde verileri karşılaştırıyolar. “dieti satmışsın, bu ne böyle… Haftasonu doğumgünü partisi vardı, dayanamadim mangalı gömdüm…” falan diye konuşuyolar… Durun bi tuvalete gideyim sonra tartılalım diyen oldu ya 🙂
Artık tren-demiryolu sektörü benden sorulur… (2 ay geçti artise bağladım hemen)
- Dünyada ilk tren 1800’lu yılların başında İngiltere’de icat edilmiş / kullanılmış. Bir yarışma programında falan soru olarak çıksa ben Amerika veya Almanya diye sallardım.
- İngiltere’de trenler banka ve finans şirketlerinin malı. Diğer şirketlere kiralıyorlar. Mesela Virgin Trains’teki trenler Virgin’in değil kiralıkmış… Kapitalizm, banka, finans falan işte… Burada gerekli sloganları atabilirsiniz…
- Tren bileşenleri için ülke çapında veritabani var. Oha!
Mesela bir aks / tekerlek takımı şu an nerede, hangi trende veya ne zaman bakım yapılmış, hangi şirket bakım yapmış takip ediliyor. Çok sistematik değil ve bilgiler merkeze manuel olarak yollanıyor. Bir boji (boji’nin ne demek olduğunu bu yazımda anlattım) bakım için bize geldiği zaman şu seri numaralı parça bakım için bize geldi, şu müsteriye yollandı falan gibi haber veriliyor bu işin merkezine. Ama yine de mevzunun boyutunu düşününce çok büyük bi olay gibi geldi bana…
*** Boyut için Turkiye’deki tren kullanımı ile karşılaştırma yapmayın, üzücü ama buradaki tren-demiryolu kullanımı Türkiye ile karşılaştırılamaz.