Açık söyleyeyim ben yemek işinden pek anlamam. Yapma kısmından zaten anlamam da, yeme kısmından da pek anladığım söylenemez. Hatta bence bi hap yapsalar – ki bu konuda Japonlardan çok umutluyum – oturup yemek yerine hap yutsak süper olur… Evet, anladığınız üzere tam bir gurmeyim… “sonradan gurme”
Peki niye yemekler konusunda yazı dizisine başlıyorum? Hep sizin iyiliğiniz için. Bu blogdaki yazıları okuyan, takip eden şanslı ve ayrıcalıklı kitlenin iyiliği için! Dünya mutfağındaki yemeklerin nasi bişi olduğunu az buçuk tarif edip, en azından bir denemenizi sağlamak için.
Mesela 1 yıldır İngiltere’de yaşayıp daha Hint yemeği ya da herhangi diğer bir Uzakdoğu mutfağından yemek yememiş Türkler tanıdım burada. “ya insan hiç mi bi merak etmez, bi tadına bakmaz ya?” diye düşünüyorum ama ne olduğunu bilmiyosanız da çekiniyo olabilirsiniz… Yemeklerin görüntüsünden veya kokusundan dolayı bir önyargı besleyebilirsiniz – Ama işte bunu yıkacaz, hazırlıklı olun 🙂
Sizin damak tadınız büyük ihtimalle benden daha iyidir. Onun için Türk mutfağından çıkıp büyük resmi görünce baya keyif alacağınızı düşünüyorum. Ama bu büyük resim youtube’da iki video izleyip Lozan’ın gizli maddelerini gösterttiren büyük resim gibi değil.
Dünyanın en güzel ikinci filminde bilge bi abimiz ne diyor: (merak edenler için 1.Fight Club)
I’m trying to free your mind, Neo. But I can only show you the door. You’re the one that has to walk through it.
“Ben zihnini boşaltmaya çalışıyorum, Neo. Ama sadece kapıyı gösterebilirim, buradan geçecek olan sensin”
– Morpheus reyiz
Yani zihninizi boşaltın…
Salın gitsin ya, rahat olun. Bi deneyin, bişi olmaz…
“Sonradan gurme” yazı dizisine ilk olarak kişisel favorim olan Hint yemekleri ile başlayacağım. Daha sonraki yazılarda da Çin ve Japon mutfağını inceler, çekik gözlü kardeşlerimizin neler yediğine bakarız. Bir yazıda da İspanyol mutfağından bahsederiz. Akdeniz etkisi olsa gerek, Türk mutfağını andıran yemekleri var. Suriye, Lübnan gibi Ortadoğu yemekleri bizim kebaplara çok benziyor, isimleri bile andırıyor. Çok denemedim ama en kötü yemek isimlerini karşılaştırırız.
İngilizlerin kendilerine ait belirgin bir mutfakları yok. Onun için işte ‘meşhur İngiliz yemekleri’ diyebileceğim pek bir durum yok. Zaten bunu 2016 yılındaki ilk yazılarımda belirtmiştim. (bkz. İngiltere hakkında ilk izlenimler #2)
Ama yine de 3 yılda fikirlerimde bir değişiklik olmuş mu, inceleriz 🙂 Ayrıca Greggs gibi pastene-fırınlarda satılan ürünlerden bahsedebilirim. Bir de meşhur üçgen sandviçlerin içinde neler oluyo falan falan…
Plan böyle işte… Denk durun! ve “sonradan gurme” yazı dizisi için zihninizi boşaltmaya hafiften başlayın. Artık yoga yapıp çakranızı neyin mi açıyonuz, yoksa boş boş çeşmeden akan suya mı bakıyonuz (zihnim su gibi aksın stayla) artık napıyosanız kendinizce bireysel çalışmalara, düz koşulara başlayın
——————————————————————
Not: Vedat Milör’ün askerleriyiz!
——————————————————————